Hukukumuzda çekişmeli ve çekişmesiz (anlaşmalı) boşanma davası olmak üzere iki çeşit boşanma davası türü bulunmaktadır. Çekişmeli boşanma davası adından da anlaşılacağı üzere tarafların boşanmanın ve boşanmanın sonuçları üzerinde ortak bir iradelerinin bulunmadığı, kimi zaman eşlerden yalnızca birinin boşanmak istemesi, kimi zaman iki eşin de boşanmak istemesine rağmen boşanmanın mal paylaşımı, nafaka, ortak çocuğun velayeti gibi hususlarda anlaşmaya varamaması sebebiyle açılan bir dava türüdür.
Çekişmeli boşanma davası açmak isteyen eş mutlaka Türk Medeni Kanununda belirtilen boşanma sebeplerinden en az birine dayanarak dava açmalıdır. Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanununun 161-166. Maddeleri arasında düzenlenmiş olup bu sebepler; zina (md.161) hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (md.162) , suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (md.163), terk (md.164), akıl hastalığı (md.165), evlilik birliğinin sarsılmasıdır(md.166).
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davası ister çekişmeli ister çekişmesiz (anlaşmalı) olsun, davanın görüleceği görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise Medeni Kanununun 168.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir”. Bu maddede belirtilen iki yerde de Aile Mahkemesi yoksa çekişmeli boşanma davası yine bu yerlerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılmalıdır.
Eşler yukarıda belirtilen boşanma sebeplerinden en az birini içeren dava dilekçesinden iki nüsha, davayı açan eşin nüfus cüzdanı fotokopisi, varsa boşanma talebine ilişkin delillerini gösteren belgelerini de ekleyerek yukarıda belirtildiği gibi Aile Mahkemesine eğer o yerde Aile Mahkemesi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine başvurup, ilgili harçları da ödemek suretiyle davasını açmış olacaktır.
Çekişmeli Boşanma Davası Dilekçe Örneği
ÇORLU ( ) AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI: Ad-Soyad (T.C.Kimlik Numarası)
Adres
VEKİLİ: Av. Şerifcan Badıllı
Alipaşa Mah. Aday Sk. No:18/4 Çorlu/TEKİRDAĞ
DAVALI: Ad-Soyad (T.C.Kimlik Numarası)
Adres
KONU: TMK 161 uyarınca zina nedeniyle boşanma ile velayet, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve tazminat istemimizden ibaret dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR:
Davacı müvekkil ile davalı, 31.10.2016 tarihinde resmi nikah ile evlenmişlerdir. Bu evlilik birliğinden bir müşterek çocukları bulunmaktadır. Tarafların evlilikleri içerisinde yaşanan şiddetli geçimsizlikleri ve davalının davacıya karşı birden fazla aldatma eyleminde bulunması ve evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi nedeniyle işbu davayı açma zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
Davacı müvekkil şu anda çalışmamakta olup eşi mühendis olarak çalışmakta ve aylık 50.000,00 TL ücret kazanmaktadır.
Tarafların evlendiği tarihten beri davalının ailesi evliliklerine pek çok kez müdahalede bulunmuş ve evlilik birliğini zedeleyici eylemler gerçekleştirmiştir. Davacı müvekkil, davalının annesinin aile konutlarına sık sık geldiği dönemlerde evde halıların altında tuz bulmuş ve bunun büyü yapılırken kullanılan bir yöntem olduğunu öğrenmiştir. Nitekim dosyaya sunulu ses kayıtlarından da görüleceği üzere davalı da bu eylemi annesinin gerçekleştirdiğini ikrar etmiştir.
Müvekkil, evlilik birliği içerisinde üstüne düşen tüm sorumlulukları yerine getirmiş, hem bir anne hem bir eş olarak evine sadık kalmış, tüm fedakarlıkları göstermiştir. Hatta evliliğini kurtarabilmek ve çocuğunun hem aile çatısı altında büyümesi hem de baba figüründen yoksun kalmaması için davalının ilk aldatma eylemini öğrendiği halde susmak zorunda kalmıştır. Bahsi geçen ses kayıtlarında davalı, müvekkili aldattığını ikrar etmiş, pişman olduğunu, bunu neden yaptığını bilmediğini söylemiştir. Bu aldatma eylemine rağmen davacı müşterek çocuk için gururunu hiçe sayarak davalının yaptığını sineye çekmiş ve evliliğini devam ettirmiştir. Fakat bu sebepler neticesinde taraflar arasına doğal olarak geri dönüşü zor bir soğukluk hakimolmuştur. Davalı ise bu soğukluktan istifade ederek, evliliğini kurtarmak için çaba göstermek yerine başka kadınlarla görüşmeye devam etmiştir.
Davalının hareketleri müvekkilin aklına ikinci defa aldatılma şüphesini getirmiştir. Nitekim müvekkil bu şüphelerinde haklı da çıkmıştır. Zira müvekkil, davalının telefonun şarjda olduğu sırada, telefona bir kadından mesaj geldiğini görmesi üzerine telefonu kontrol etmiş ve üçüncü şahsın davalıya neredesin diye sorduğunu, davalının da bir şey mi oldu, geleyim mi? Gibi sorular sorduğunu görmüştür.
İlk aldatma olayından sonra davalıyı affeden müvekkil, işbu ikinci eylem sonrası psikolojik çöküntüye girmiş ve artık bu aldatma eylemini de affetmek istemediği için boşanma davası açmaya mecbur kalmıştır.
Yukarıda izah edilen sebeplerle evlilik birliğinin, eşler tarafından devam ettirilmesi beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davalının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davacıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu nedenle tarafların boşanmalarına ve manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ediyoruz.
HUKUKİ SEBEPLER: TMK, HMK ve sair ilgili mevzuat hükümleri.
HUKUKİ DELİLLER: Tanık, bilirkişi, keşif, sosyal ve ekonomik durum araştırması, yemin ve her türlü delil.
SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda açıklanan sebepler, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla,
1-Davamızın kabulüne ve tarafların boşanmalarına
2-Davacı müvekkilin tek başına yaşaması ve herhangi bir işte çalışmaması, işbu dava sırasında ayrı eve çıkacak olması ve kira ödemek zorunda kalacak olması ile davalının geliri de dikkate alınarak yargılama sonuna kadar aylık 15.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine ve yargılama sonrasında her yıl Tefe-Tüfe oranında artırılmak kaydıyla aylık 15.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine,
3-Müşterek çocuğun yaşı itibariyle hala bakıma muhtaç olması, okula devam ediyor olması ve anne şefkatinden mahrum kalmaması için dava sonuna kadar geçici velayetin davacı anneye verilmesine, dava sonunda ise velayetin davacı anneye verilmesine,
4-Müşterek çocuğun halen okula devam ediyor olması ve eğitim giderleri ile diğer insani ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için aylık 15.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine ve yargılama sonrasında her yıl Tefe-Tüfe oranında artırılmak kaydıyla aylık 15.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine,
5-Davalının tam kusurlu olması nedeniyle müvekkilimiz lehine 1.000.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine
6-Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.08.03.2024
Davacı Vekili
Av.Şerifcan BADILLI
Çekişmeli Boşanma Ne Kadar Sürer?
Her boşanma davası, sebepleri, süreci kendine özeldir. Bu yüzden her çekişmeli boşanma davası için geçerli olabilecek net bir süre verilmesi mümkün olmayacaktır. Fakat tarafların iddialarının, tanık beyanlarının değerlendirilmesi, tarafların sunmuş olduğu delillerin mahkeme tarafından incelenmesi, varsa nafaka veya ortak çocuğun velayeti ve mal paylaşımı konusundaki talepler hakkında mahkemenin yapacağı değerlendirme gibi faktörler dikkate alındığında çekişmeli boşanma davasının genellikle 6 ila 7 celse kadar sürdüğü, celse aralarının da mahkemelerin dosya yoğunluğuna göre değişkenlik göstermekle beraber genelde 4-5 ay olabileceği göz önünde bulundurulduğunda en azından 1.5 sene kadar süreceğini söylemek mümkündür.
Çekişmeli Boşanma Davası Ücreti
Boşanma davası ücretinin içeriğini harç, masraf, vergiler ve karşı vekalet ücreti oluşturmaktadır. Boşanma davasında sabit (maktu) harçlar 2025 yılında yaklaşık 2.132,00 TL’dir. Bu harçlar direkt olarak devlet hazinesine giden ve davanın açılabilmesi için devlet tarafından ödenmesi zorunlu tutulan giderlerdir. Maktu harçların yanı sıra yargılama esnasında tanık dinlenecek olması ihtimalinde tanıkların mahkemeye çağırılması için çıkarılacak tebligat giderleri veya mahkemece bilirkişiye başvurulmasının gerekli görülmesi halinde ortalama 1.500,00-2.000,00 TL tutarında bilirkişi ücreti gibi masraflar doğmaktadır. Harç, masraf, vergi, karşı vekalet ücretinden oluşan yargılama giderleri, yargılama sonunda davayı kaybeden tarafa yükletilir ve davayı kazanan taraf dilerse bu giderleri karşı taraftan tahsil etmek için icra takibine konu edebilir.
Çekişmeli boşanma davası açmak isteyen ve davasını avukat ile takip etmek isteyen ilgililer yukarıda belirtilen standart giderlerin yanı sıra avukatlık ücreti de ödemek zorundadırlar. Boşanma davasında avukata ödenecek asgari ücret de her yıl Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı tarafından belirlenerek Resmi Gazetede yayımlanır. Resmi Gazetede yayımlanan asgari tarifenin yanında, yerel barolar da kendi tarifelerini yayınlarlar ve avukatlar da Türkiye Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen tarifeden az olmamak şartı ile, bağlı bulundukları baronun tarifesinden de yararlanarak çekişmeli boşanma davası için bir ücret belirler. Örneğin İstanbul Barosuna göre çekişmeli boşanma davalarının avukatlar tarafından 78.000,00 TL ücret karşılığında, Ankara Barosuna göre ise 70.600 TL ücret karşılığında görülmelidir.
Bu konuda vereceğimiz tavsiye; çekişmeli boşanma davasında ödenecek ücretin ilgililer tarafından ikinci planda tutulması yönündedir. Zira çekişmeli boşanma davası ve sonraki süreçte hak kaybı yaşamamanız ve haklarınız en yüksek seviyede korunabilmesi her şeyden daha önemlidir. Bunu da en iyi yapabilecek kişiler hukuku iyi bilmeleri sebebiyle avukatlardır. Bu nedenle alanında uzman bir boşanma avukatına başvurmak ve davanızı avukat aracılığıyla takip etmek sizin için en faydalısı olacaktır. Çekişmeli boşanma davasında bir boşanma avukatından destek almak isterseniz, Teko Hukuk Bürosu’nun uzman boşanma avukatlarından dava süreci ve tüm detaylar hakkında Whatsapp veya telefon numaramız üzerinden bizlere yazarak veya arayarak bilgi alabilirsiniz.
Çekişmeli Boşanma Davasında İstinaf Mahkemesi
Boşanma davasının çekişmeli olarak açılmasının sebebinin eşlerden birinin boşanmak istememesinden kaynaklanabileceği gibi, eşlerin mal paylaşımı, nafaka, tazminat, ortak çocuğun velayeti gibi konulardan kaynaklanabileceğinden yukarıda bahsetmiştik.
Çekişmeli boşanma davasını gören mahkemenin hakimi yargılamanın son celsesinde eşlerin boşanmaları veya boşanmamaları yönündeki kısa kararını kararını açıklar. Hakimin son celsede açıkladığı karardan yaklaşık bir ay sonra hakim tarafından verilen kararın gerekçelerini bildiren ve adına gerekçeli karar denilen karar hazırlanarak taraflara ulaştırılmak üzere posta yoluyla tebliğe çıkar. Taraflardan biri hakimin vermiş olduğu boşanma veya boşanmama kararına itiraz etmek isteyebilir. Bu durumda karara itiraz etmek isteyen taraf gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmesinden itibaren iki hafta içinde bir dilekçe ile kararı istinaf edebilir. Eğer taraflar kararın kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf mahkemesine başvurmazlar ise karar kesinleşir ve başvurma hakkı kaybedilir. Burada itirazı inceleyecek mercii Bölge Adliye Mahkemeleridir. Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf mahkemesi de denmektedir. İstinaf mahkemesi itiraz edilen kararı inceler ve bir karar verir.
Tarafların itirazları hakimin mal paylaşımı, nafaka, tazminat gibi hususlarda vermiş olduğu karara da yönelik olabilir. Burada verilen karar bir paranın ödenmesine yönelik olduğu için tarafların verilen kararı istinaf edebilmeleri, itiraz edilen tutarın istinaf sınırının üzerinde olmasına bağlıdır. İtiraz edilecek tutar istinaf sınırının üzerindeyse yine yukarıda açıkladığımız süreç takip edilir ve itiraz edilen karar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenerek bir sonuca bağlanır.
Çekişmeli Boşanmanın Anlaşmalı Boşanmaya Çevrilmesi
Çekişmeli boşanma davasında yargılama devam ederken tarafların boşanma veya boşanmanın hukuki ve mali sonuçları konusunda uzlaşmaları mümkün olabilmektedir. Bu durumda tarafların çekişmeli boşanma davasının görüldüğü mahkemeye anlaşmalı boşanma protokolü sunarak davanın anlaşmalı boşanmaya çevrilmesi mümkündür. Çekişmeli boşanma davasının anlaşmalı boşanma davasına dönüşmesi için her iki tarafın da iradelerinin bu konuda iradelerinin uyuşması ve anlaşmalı boşanma konusundaki isteklerini mahkemeye dilekçe vererek beyan etmeleri gerekmektedir.
Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Düşer?
Çekişmeli boşanma davası dört nedenden dolayı düşmektedir.
Birinci neden tarafların çekişmeli boşanma davasını, anlaşmalı boşanma davasına çevirmek istemeleridir. Yukarıdaki başlıkta açıkladığımız üzere taraflar davanın anlaşmalı boşanma davasına çevrilmesi hususundaki beyanlarını mahkemeye bir dilekçe vererek ilettiği takdirde çekişmeli boşanma davası düşecek ve yerini anlaşmalı boşanma davasına bırakacaktır.
Çekişmeli boşanma davasının düşmesine sebep olabilecek ikinci neden ise tarafların çekişmeli boşanma davasını takip etmemeleridir. Tarafların her ikisi kendilerine duruşma gününü belirten davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya katılmazlar ise dosya işlemden kaldırılacak ve dava düşecektir. Taraflardan birinin mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması halinde karşı taraf da davayı takip etmek istemediğini beyan ederse dava dosyası işlemden kaldırılmaktadır. Fakat dosyanın işlemden kaldırılmasından itibaren üç ay içinde dosya yenilenerek davaya devam edilebilir.
Üçüncü neden tarafların davadan vazgeçmeleridir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun “davanın geri alınması” başlıklı 123.maddesi şöyledir: “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir”. Görüldüğü üzere davacı çekişmeli boşanma davasından vazgeçtiği takdirde dava düşmektedir. Fakat davanın bu şekilde düşmesi davalının, davacının vazgeçmetalebini kabul etmesine bağlıdır. Karşı taraf bu talebi kabul ettiği takdirde dava hiç açılmamış sayılacaktır. Davadan vazgeçtiğini beyan eden davacı, bu beyanıyla yalnızca davadan vazgeçmekte olup, dava konusu haktan vazgeçmiş sayılmaz. Bu nedenle davacı ilerleyen zamanda tekrar dava konusu hakkına dayanarak dava açabilmektedir.
Davanın düşmesine sebep olan dördüncü neden davadan feragattir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307.maddesine göre “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir”. Davadan vazgeçmenin aksine davadan feragat edilmesi karşı tarafın onayına bağlı değildir ve burada aslında dava konusu haktan feragat söz konusudur. Dolayısıyla yine davadan vazgeçmenin aksine davacı davasından bir kere feragat ettiği zaman dava düşecek ve ileride tekrar aynı nedenlere dayanarak çekişmeli boşanma davası açamayacaktır.
Çekişmeli Boşanma Davasında İkinci Duruşma Nasıl Olur?
Çekişmeli boşanma davasında ilk duruşma ön inceleme duruşması olarak adlandırılır. Ön inceleme duruşmasından sonra ikinci duruşma gerçekleşir ve bu aşamaya tahkikat aşaması adı verilmektedir. Tahkikat aşamasında hakim iddialara ve olayın içeriğine ilişkin tarafların dilekçelerinde göstermiş oldukları veya tarafların göstermiş oldukları deliller haricindeki başkaca delilleri toplar. Davacı ve davalı tanıkları da ikinci duruşmada dinlenmektedir. Yine mahkeme tarafından gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi ve ortak çocuk için pedagog incelemesi bu duruşmada gerçekleştirilir. Bu sebeple tahkikat duruşması olan ikinci duruşma mahkeme huzurundaki davaya ilişkin hakikatin ortaya çıkması için oldukça önemlidir.
Çekişmeli Boşanma Davasında Kadının Hakları
Çekişmeli boşanma davasında kadın eşe birtakım haklar tanınmıştır. Kadına tanınan haklar şunlardır:
- Maddi ve manevi tazminat hakları
- Kadının nafaka hakları (tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası)
- Mal paylaşımından kaynaklı alacak hakları
- Aile konutu şerhi isteme hakkı
- Koruma kararı talep etme hakkı
- Çocuğun velayeti hakkı
- Çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkı
- Çocuğun teslim edilmesini talep hakları
- Ortak konutun tahsisi hakkı
- Ziynet eşyalarını talep hakkı
Kadının Maddi ve Manevi Tazminat Hakkı
Medeni Kanunun 174.maddesine göre;
“Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
Kadın eşin maddi ve manevi tazminat isteyebilmesi için boşanma sebebinde kusursuz veya erkek eşe göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Öte yandan kadının maddi tazminata hak kazanabilmesi açısından erkek eşin kusurlu olması ve kadının maddi olarak zarara uğraması erkeğin kusurundan kaynaklanmalıdır.
Manevi tazminatta amaç boşanma yüzünden manevi olarak acı çeken, yıpranan, keder ve üzüntü duyan tarafın kısmen de olsa acı ve üzüntüsünü dindirmektir. Dolayısıyla kadın eşin manevi tazminata hak kazanabilmesi için erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle yıpranmış ve manevi olarak zarar uğramış olması gerekmektedir.
Kadının Nafaka Hakları
Kadın eş çekişmeli boşanma davası sırasında tedbir nafakası talep edebileceği gibi, mahkeme kadının talebine gerek duymaksızın gerekli görmesi halinde bu nafakaya kendiliğinden de hükmedebilir. Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken eşlerin mali ve sosyo-ekonomik durumları araştırılarak, yargılama sürecinde kadının ve varsa çocuğun maddi yönden zor duruma düşmemesi için karar verilen bir nafaka türüdür. Tedbir nafakası adı üzerinde eşlerin yargılama sürecinde yalnızca çekişmeli boşanma davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar geçerli olacaktır. Dava sürecinde hükmedilen tedbir nafakasıkarar kesinleştikten sonra talep halinde yoksulluk nafakası olarak devam etmektedir.
Yoksulluk nafakası ise Medeni Kanunun 175.maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir; “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz”. Yoksulluk nafakasında amaç boşanma sebebiyle mali olarak zor duruma düşecek eşi korumaktır. Uygulamada bu nafaka yüksek oranda kadın eş lehine hükmedilir.
Kadının Mal Paylaşımından Kaynaklanan Alacak Hakları
Taraflar çekişmeli boşanma davası sürecinde veya boşanmadan sonra ayrı bir dava ile mahkemeden mal paylaşımıyla ilgili alacak haklarına yönelik bir karar verilmesini isteyebilir. Eşlerin evlilik sırasında edindiği mallar, boşanmayla birlikte eşler arasında yarı oranında paylaştırılır. Bu sebeple kadın da mahkemeden evlilik içinde edinilen malların yarısının kendisine verilmesini talep etme hakkına sahiptir.
Aile Konutu Şerhi İsteme Hakkı
Eşlerin ve varsa çocuklarının birlikte yaşamını sürdürdükleri ev aile konutudur. Bu aile konutunun tapusu erkek eş üzerinde ise kadın eş, erkek eşin mal kaçırma amacıyla aile konutunu satıp devretmesi halinde yaşayacağı mağduriyeti engellemek adına mahkemeden aile konutuna şerh konulmasını isteyebilir. Kadın eşin bu talebi mahkeme tarafından kabul edildiği takdirde aile konutunun tapusuna bir şerh düşülür ve bu şerh sayesinde erkek eş, kadının rızasını almadan ev üzerinde satış, devir veya aile konutu kiralanmış ise kira sözleşmesinin feshi gibi tasarruflarda bulunmayacaktır.
Çocuğun Velayetini Talep Etme Hakkı
Türkiye’de mahkemeler tarafından çocuğun velayeti genellikle anneye verilmektedir. Eğer ortak çocuğun yaşı küçük ise çocuğun velayetinin anneye verilmesi olasılığı, küçük çocukların anne ilgisine daha fazla ihtiyaç duymasından ötürü bu ihtimal daha da artmaktadır. Bu sebeple kadın eş mahkemeden ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesini talep edebilir.
Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı
Türkiye’de genel uygulama ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesi yönündeyse de nadiren de olsa çocuğun velayeti babaya da verilmektedir. Bu durumda anne mahkemeden çocukla kişisel ilişki kurma talebinde bulunabilir.
Çocuğun Teslim Edilmesini Talep Etme Hakkı
Mahkemece velayeti babaya verilen çocuğun annesiyle kişisel ilişki kurmasına karar verilmiş ise de uygulamada genellikle erkek eş kadına karşı boşanma sebebiyle öfke besleyerek çocuğun annesiyle kişisel ilişki kurmasına engel olmakta ve mahkemenin belirlediği zamanlarda çocuğun annesiyle zaman geçirmesine izin vermemekte, çocuğu teslim etmemektedir. Bu tür bir durumda kadın, mahkemeden çocuğuyla kişisel ilişki kurmak için mahkemeden çocuğun kendisine teslim edilmesini talep edebilir.
Ortak Konusu Tahsis Hakkı
Kadın eş, çekişmeli boşanma davası devam ederken mahkemeden aile konutunun kendisine tahsis edilmesini isteyebilir. Kadının boşanma konusunda kusurlu olması, evin tapusunun erkek eşin üzerine olması da kadının bu talepte bulunabilmesine engel değildir.
Ziynet Eşyaları Talep Etme Hakkı
Kadın eş çekişmeli boşanma davasında ziynet eşyaların kendisine verilmesini talep edilir. Ziynet eşyalar her türlü altın, gümüş gibi parasal değeri olan madenlerdir. Boşanma aşamasında genellikle erkek ve kadın eş arasında ziynet eşyaların paylaşımı konusunda tartışmalar çıkmakta ve anlaşma sağlanamamaktadır. Yargıtayın vermiş olduğu kararlara göre düğünde kadına takılan altınlar, altınların kız veya erkek tarafından takıldığına bakılmaksızın kadına aittir. Erkek eş bu takılar üzerinde hak talep edemeyecektir. Bu nedenle kadın eş bu takıların kendisine verilmesini talep edebilecektir.
Çekişmeli Boşanma Davasının Aşamaları
Çekişmeli boşanma davasının aşamaları dilekçeler teatisi, ön inceleme duruşması, tahkikat duruşması, sözlü yargılama ve hüküm olmak üzere 5 aşamadan oluşur.
Çekişmeli boşanma davası, boşanmak isteyen tarafın mahkemeye vereceği boşanma dilekçesiyle açılmış olur. Dava dilekçesinin verilmesiyle beraber dilekçeler aşaması başlamış olur. Davalı taraf davacının dava dilekçesine karşı bir cevap dilekçesi sunar. Davacı da davalının sunmuş olduğu cevap dilekçesine karşılık cevaba cevap dilekçesi, davalı da bu cevaba cevap dilekçesine karşı ikinci cevap dilekçesi sunar ve toplamda 4 dilekçenin mahkemeye sunulmasıyla dilekçeler aşaması tamamlanmış olur ve mahkeme taraflara duruşma günü verir.
İkinci aşama ön inceleme duruşmasıdır. Bu duruşmada davanın esasına girilmez. Yalnızca tarafların hangi konuda anlaşamadıklarının, tarafların aralarında uzlaşma sağlayıp sağlayamayacaklarının tespiti yapılır. Eğer tanıklar boşanma konusunda aralarında anlaşamazlar ise mahkeme tarafların bildirdiği tanıklara bir davetiye yollanmasına, bir sonraki duruşmada hazır bulundukları halde tanıkları dinlenmesine ve eğer tarafların sunmamış olduğu deliller varsa bunları sunmalarına, eğer taraflar dilekçelerinde delillerinin başka yerlerden getirtilmesi gerektiğini ifade etmişlerse bu yerleri mahkemeye açıklamalarına karar verir.
Üçüncü aşama tahkikat aşamasıdır. Bu aşamada artık çekişmeli boşanma davasının içeriği konusunda inceleme yapılacak, tanıklar dinlenecektir. Bu aşamada tanık beyanları ve taraflar vasıtasıyla iddia ve savunmalar ispatlanmaya çalışılır. Davanın çözüme kavuşturulması için gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi, tarafların ortak çocukları varsa pedagog incelemesi de bu aşamada gerçekleştirilir.
Dördüncü aşama sözlü yargılama aşamasıdır. Bu aşamada artık tahkikat aşaması tamamlanmış, tüm tanıkların beyanları alınmış, gerekli incelemeler yapılarak tüm deliller ibraz edilmiştir. Yani kısacası toplanması gereken tüm belge ve bilgiler artık dosyaya girmiştir. Bu sebeple bu aşamada hakim taraflara son diyeceklerini sorar ve ardından hüküm verme aşamasına geçilir.
Beşinci ve son aşama hüküm aşamasıdır. Bu aşamada artık hakimin çekişmeli boşanma davasıyla ilgili bir karar vermesi ve bu kararını da taraflara açıklaması üzerine tüm aşamalar bitmiş ve çekişmeli boşanma davası da sona ermiş olur.
Çekişmeli Boşanma Davasında Avukat Şart mı?
Türk hukukunda bazı istisnalar hariç olmak üzere kural olarak kişinin kendisini avukatla temsil etmesi zorunlu değildir. Fakat çekişmeli boşanma davası, anlaşmalı boşanma davasının aksine daha uzun ve her iki taraf için özellikle de tarafların ortak çocukları var ise ortak çocuk açısından da yıpratıcı bir davadır. Dolayısıyla bu zor ve yıpratıcı davada işin uzmanı bir avukattan danışmanlık ve yardım alarak, dava sürecini bir avukatla geçirmek, maddi ve manevi birtakım olumsuz neticelerin yaşanmasının önüne geçebilmektedir. Teko Hukuk, boşanma davaları konusunda oldukça tecrübeli bir hukuk bürosudur. Dilerseniz Teko Hukuk Bürosunun uzman boşanma avukatlarından bu konuda bilgi alabilirsiniz.
YAZAN
AV. ŞERİFCAN BADILLI ve STJ. AV. MİRAY KABATAŞ