Hukuki Makaleler

Vergi İncelemesi Nedir? Süresi ve Zamanaşımı

Vergi İncelemesi Nedir, Süresi ve Zamanaşımı - teko hukuk çorlu

Vergi incelemesi nedir? Devletin gelir kaynaklarından biri olan vergi alacağını güvence altına almaya yönelik birtakım güvenlik tedbirleri mevcuttur. Bu tedbirler 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve diğer vergi mevzuatlarında düzenlenmiştir. Vergi Usul Kanun’nda 4 tane güvenlik müessesesi öngörülmüştür. Bunlar; yoklama, arama bilgi toplama ve vergi incelemesidir. Bu yazıya konu vergi incelemesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun’da 134 ve 141. maddeler arasında yerini almıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki bu konuya ilişkin Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkinda Yönetmelik de mevcuttur.

VERGİ İNCELEMESİ NEDİR?

Vergi Usul Kanunu madde 134 ‘‘Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamaktır. 

İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme, işletmeye dahil iktisadi kıymetlerin fiili envanterinin yapılmasına ve beyannamelerde gösterilmesi gereken unsurların tetkikına da teşmil edilebilir.Fiili envanterin yapılmasının gerektirdiği ve incelemeyi yapan tarafından tasdik edilen giderler Hazinece mükellefe ödenir.’’ demek suretiyle vergi incelemesi yapılmasındaki maksadı açıklamıştır. Yani eksik veya fazla vergi tahsilinin önüne geçerek gerçekte ödenmesi gereken vergi miktarını ortaya çıkarmak hedeflenmektedir.  Ve yine bu madde hükmüyle birlikte vergi incelemesi yapılırken yasal her türlü delilden yararlanmaktan mümkündür.

Fiili envanter yapılması sırasında mükellefçe harcama yapılması halinde bu harcamaların inceleme elemanı tarafından tespiti ve tutanağa geçirilmesi halinde bu giderler hazine tarafından mükellefe ödenir.

Vergi incelemesi aynı zamanda ülkemizde geçerliliğini koruyan beyana dayalı/ beyan esaslı verginin bir getirisidir. Zira, kişilerin vergi dairesine beyanda bulundukları vergi oranının tespitini sağlanmasının bir yolu da vergi incelemesine gidilmesidir. Vergi hukukçusu Prof. Dr.  Murat Batı’nın tanımlamasıyla vergi incelemesi hesaplarda, defterlerde olanı ve olması gereken vergi miktarını inceler. Eğer kişinin ödenmesi gereken bir vergisi yoksa inceleme yoluna da gidilmeyecektir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki vergi incelemesi sadece mükellef aleyhine olan hususları içermez, lehe husus varsa bunlar da dikkate alınır.

V.U.K. nun 139. Maddesinde “ Vergi incelemeleri esas itibariyle dairede yapılır.” Denilmektedir. 7338 sayılı kanun ile değişiklik yapılmadan önce “Vergi incelemeleri esas itibariyle mükellefin işyerinde yapılır.” Hükmü 01.07.2022 tarihi itibariyle sona erdirilmiştir. 

Hakkında inceleme yapılacak mükellefin ilgili döneme ilişkin defter ve belgelerini daireye getirerek incelemeye ibraz etmesi resmi yazı ile mükellefe tebliğ edilir. Kendisine ibraz için belirli bir süre verilir ve yazıda açıklanır. Aksi durumda uygulanacak yasal prosedür ve yaptırımlar açıklanır. Mükellefin kendisine verilen süre içerisinde ibraz görevlerini yerine getirmemesi durumunda defter ve belgeler gizlenmiş kabul edilir. Ancak; mücbir bir sebebin olması ve belgelendirilmesi durumunda kendisine ek bir süre verilebilmektedir. Ayrıca; istenen defter ve belgelerin getirilmesinin müşkül olması halinde işyerinin inceleme yapılmasına uygun olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabilmektedir.

VERGİ İNCELEMESİ NE KADAR SÜRER?

Vergi incelemesinin ne kadar bir süre içinde biteceğine dair kanuni bir düzenleme mevcut değildi. Bununla birlikte Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkinda Yönetmelik  madde 21’de ‘‘Vergi inceleme raporlarının, rapor değerlendirme komisyonlarına intikal ettirilmek üzere ilgili inceleme ve denetim birimine teslim edildiği tarih, incelemenin tamamlandığı tarih olarak kabul edilir.Ancak, incelemenin tamamlanmış olması, ilgili rapor değerlendirme komisyonu kararına göre raporun düzeltilmesine mani değildir.’’ hükmü mevcuttur. 

Bununla birlikte zikredilen yönetmeliğin 23. maddesinde gereğince  incelemeler mümkün olan en kısa sürede tamamlanacaktır.

‘‘İncelemeye başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı inceleme yapılması halinde en fazla altı ay, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise en fazla üç ay içinde incelemenin bitirilmesi esastır.  Yönetmelik hükmüyle birlikte1 yıl, 6 ay ve 3 aylık süreler öngörülmüştür.

Mevzuatta öngörülen bu süreler içinde incelemenin bitmemesi hali için ise; 

‘‘Birinci fıkrada belirtilen süreler içerisinde incelemenin bitirilemeyeceğinin anlaşılması halinde, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, gerekçeli bir yazı ile bağlı oldukları birimden, inceleme süresinin bitiminden en geç on gün önce, ek süre talep edebilirler.

 Ek süre talebi ilgili birim tarafından değerlendirildikten sonra tam ve sınırlı incelemelerde altı ayı, katma değer vergisi iade incelemelerinde ise iki ayı geçmemek üzere ek süre verilebilir. Bu durumda, incelemenin bitirilememe nedeni ilgili birim tarafından nezdinde inceleme yapılana yazılı olarak bildirilir.’’ Hükmü düzenlenmiştir.

VERGİ İNCELEMESİ GERİYE DÖNÜK KAÇ YIL

Vergi incelemesinin geriye dönük kaç yıl içinde yapılabileceği vergi incelemesinin türlerine göre değişmektedir. 

Vergi  incelemesi tam inceleme ve sınırlı inceleme olarak ikiye ayrılmaktadır. Tam inceleme içinde bulunulan vergi dönemine ilişkin tüm faaliyetlerin incelenemesi, tüm matrah hesaplarının yapılmasıyken sınırlı inceleme tek bir vergi türünü incelemektedir.

Vergi incelemesi tarh zamanaşımı ( tahakkuk zamanaşımı) ile ilişkilendirilmektedir. Vergi Usul Kanunu madde 138 ‘‘İnceleme, neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabilir.’’  Tarh zamanaşımı, verginin tahakkuk edilmemesi nedeniyle meydana gelen bir zamanaşımı türüdür. Bir diğer adı da tahakkuk zamanaşımıdır.

Vergi Usul Kanunu madde 114 ‘‘Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar.’’ hükmü mevcuttur. Örneğin vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesini müteakip 5 yıl içinde vergi borçlusuna yani mükellefe vergi alacağının tebliğinin yapılmaması halinde zamanaşımı söz konusu olacaktır. Yine örnek vermek gerekirse 2025 yılı içinde doğan bir vergi borcu, takip eden yılın başından başlayarak 5 yıl sonra yani 31.12.2029 günü itibariyle vergi borcu tahakkuk edemeyecektir.

SEKTÖREL VERGİ İNCELEMESİ

Yukarıda bahsi geçtiği üzere tam inceleme ve sınırlı inceleme olmak üzere iki tür vergi incelemesi mevcuttur. Tam inceleme haricindeki incelemenin konusu olan yalnız belli bir vergi türünün incelenmesine müsaade eden inceleme türü sınırlı incelemeledir. Sektörel vergi incelemesi ise iki inceleme türünden sınırlı inceleme başlığı altında değerlendirilmektedir. Bu inceleme, belli bir sektöre / meslek grubundaki bütün vergi mükelleflerinin vergi incelemesine tabi tutulmasıdır. Bu incelemedeki amaç incelemeye tabi tutulan sektöre ilişkin vergi hatasınınn bulunup bulunmadığı, vergi kaçırma faaliyetlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği gibi hususların tespitini sağlamaktır. İşbu incelemeyi yapmaya Vergi Usul Kanununda açıkça sayılan ‘‘Vergi incelemesi; Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır.’’ kişiler yetkilidir.

Yetkili kişilerce yapılan sektörel vergi incelemesi sonucunda bir rapor düzenlenir ve düzenlenecek bu rapor değerlendirme komisyonunun onayından geçerek vergi mükellefine verginin aslı cezası ve faiziyle birlikte tebliğ ve tahakkuk eder.

VERGİ İNCELEME ZAMANAŞIMI

Vergide zamanaşımı türlere göre bazı farklılıklar göstermekle ve istisnaları saklı kalmak kaydıyla genel olarak 5 yıldır. 

Zamanaşımı tarh zamanaşımı ve tahsil zamanaşımı olarak ikiye ayrılır. Vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesini müteakip tebliğine ilişkin yani tahakkukunu sağlamaya ilişkin zamanaşımı türü tarh/ tahakkuk zamanaşımıdır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre ise ‘‘Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.’’ hükmü ile tahsil zamanaşımını düzenlemiştir. Her iki zamanaşımında da 5 yıllık süreler öngörülmüşse de birbirinden farklı iki zamanaşımı türü söz konusudur. Zira tahsil zamanaşımının söz konusu olabilmesi için vergiyi doğuran olay gerçekleşmiş ve vadesinin geçmiş olması gerekmektedir. Süreler hususunda özellikle dikkatli olmakta fayda vardır, süreler ve vergi hukukunun karmaşık olmasından dolayı bir vergi avukatından destek almanız gerekmektedir.

İncelemelerin ne zaman yapılacağı konusunda bir tarih belirlenmemiştir. Ayrıca bu konuda mükellefe önceden bilgi verilmesi söz konusu değildir. Ancak tarh zamanaşımı süresi içerisinde yapılmalıdır. Tarh zamanaşımı içinde bulunulan hesap dönemini takip eden yıl başından başlamak kaydı ile 5 yıldır. Bir mükellef hakkında inceleme yapılmış olması daha sonra aynı döneme ilişkin inceleme yapılmasına ve gerekirse tarhiyatın ikmaline  engel değildir. Ancak aynı dönem ve vergi türüne ilişkin olarak mükerrer tarhiyat önerilemez.

Vergi İncelemesi yapanlar mükellefe hakkında yaptıkları incelemenin konusunu ve incelemeye başladıklarını yazılı olarak mükellefe bildirirler. Ayrıca yazının bir örneğini mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine gönderirler. Uygulamada bu konu “İncelemeye Başlama Tutanağı”  ile tespit edilmektedir.

Mükellefin işyerinde inceleme yapılması halinde, mükellefin izni olmaksızın veya herhangi bir güvenlik sorunu bulunmadıkça çalışma saatlerinin dışında inceleme yapılamaz.

İncelemeye Başlama tutağının düzenlenmesi ,pişmanlık, düzeltme gibi hakları sınırlandırmaktadır. İnceleme Tam inceleme kapsamında ise 1 yıl ,sınırlı inceleme kapsamında ise 6 ay ,katma değer vergisi iadesi kapsamında ise 3 ay içerisinde bitirilmelidir. Bu süreler içerisinde incelemenin bitirilmeme durumunun oluşması halinde süre bitmeden ek süre talebinde bulunulur. Ek sürenin verilmesi durumunda bu süre içerisinde inceleme bitirilmelidir.

VERGİ İNCELEMESİNDE NELERE BAKILIR?

Yukarıda bahsettiğimiz üzere vergi incelemesi mükellefin beyan ettiği vergi ile gerçekte olması gereken vergi arasındaki farkı tespit etmek amacıyla yapılmaktadır. İşbu nedenle kanunda yetkili kılınan Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş Yardımcıları, ilin en büyük mal memuru veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılmaktadır. 

İncelemeye esas olarak; gelir ve giderlerin gerçeğe uygunluğu; defter, kayıt ve belgelerinin mevzuata uygunluğu; vergi kanunlarına göre yapması gereken indirim, istisna, teşvik ve muafiyetlerden yararlanma durumu; beyannamelerini zamanında verip vermediği ve vergilerini eksik veya fazla ödeyip ödemediği; iktisadi kıymetlerin fiili envanterinin durumu değerlendirilmekte ve buna göre bir rapor tanzim edilmektedir. Düzenlenen bu raporda eğer mevzuata aykırı bir durum söz konusu ise duruma göre verginin aslı + vergi ziyaı cezası+ faiz söz konusu olabilmektedir.

VDK BELGESİ NEDİR?

Vergi incelemesi sonucunda vergi incelemesi yapmaya yetkili kişiler tarafından rapor düzenlenir.  Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkinda Yönetmelik  madde 18/1 göre ‘‘Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, vergi kanunlarıyla ilgili (Değişik ibare:RG-7/4/2021-31447) Cumhurbaşkanı Kararı, yönetmelik, genel tebliğ ve sirkülere aykırı vergi inceleme raporu düzenleyemezler.’’ hükmü amirdir.

 İnceleme sonucunda Vergi Usul Kanunu’nda öngörülmüş usulsüz cezasına ilişkin durumlarda ‘‘ usulsüzlük ihtiva eden kabul raporları’’, Vergi Usul Kanunu madde 367 gereğince kaçakçılığa ilişkin hallerde ‘‘vergi suçu raporu’’ ve son olarak da vergi tekniği raporu düzenlenir. Hazırlanan bu rapor, rapor değerlendirme komisyonuna gönderilir. Komisyondan onay kararı alınması halinde mükellef aleyhine cezai işlemlere başlanır.

VDK kısaltmasının açılımı Vergi Denetim Kurulu’dur. VDK belgesi ise vergi denetim kurulu tarafından, kanunda öngörülen yetkili kişilerce yapılmış inceleme neticesinde tutulacak olan raporu ifade etmektedir.  İşbu belge mükellefe posta yoluyla tebliğ edilmektedir. 

VERGİ İNCELEME RAPORUNA İTİRAZ

Mükellef ile vergi dairesi arasında vergi incelemesi neticesinde tanzim edilen raporlarda doğabilecek bir ihtilafa karşı mükellefe birtakım haklar tanımıştır. Vergiyi doğuran olay, tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsil aşamalarına yönelik ihtilaflar mevcut olabilir. Mükellefin cezada indirim, dava açma veya uzlaşma yoluna gitmek gibi seçimlik hakları mevcuttur. Ve fakat mükellefin bu aşamada ıslah ve pişmanlık müesseselerinden yararlanmaları mümkün değildir. Zira Vergi Usul Kanunu madde 371 düzenlemesi neticesinde vergi incelemesine başlanması halinde ıslah ve pişmanlık hükümlerinden yararlanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.

İnceleme raporlarının  mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine ulaşması ve tarhiyatın yapılması ve mükellefe tebliği ile birlikte mükellefler vergi yargısına başvurarak raporlara itiraz edebilirler. Başka bir ifade ile tarhiyata itiraz edebilirler. Bu noktadan sonra konu yargının kontrolünde olacaktır.

1- UZLAŞMA

Uzlaşma, yargı yoluna yani mahkeme sürecine geçmek istemeyen kişiler tarafından tercih edilen idari bir çözüm yoldur. Vergi mükellefi ile vergi idaresinin inceleme neticesinde oluşan vergi ve cezaları konusunda anlaşmaya varılmasını sağlar. Uzlaşma müessesesi yargının iş yükünü azaltmakla birlikte dava sürecinden daha hızlı bir çözüm de sağlamaktadır. Uzlaşma kendi içerisinde tarhiyat öncesi uzlaşma ve tarhiyat sonrası uzlaşma olarak ikiye ayrılmaktadır. 

1.1 Tarhiyat Öncesi Uzlaşma 

Tarhiyat öncesi uzlaşma Vergi Usul Kanunu Ek Madde 11’de düzenlenmiştir. ‘‘Maliye Bakanlığı, vergi incelemesine dayanılarak tarh edilecek vergiler ve bunlara ilişkin kesilecek vergi ziyaı cezaları ile 23.000 üzeri Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında (359 uncu maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde tarh edilecek vergi ve kesilecek ceza ile bu fiillere iştirak edenlere kesilecek ceza hariç) tarhiyat öncesi uzlaşma yapılmasına izin verebilir. 

Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde, cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınır. 

Tarhiyattan önce uzlaşmaya varılması halinde tutanakla tespit edilen bu husus hakkında dava açılamaz ve hiçbir mercie şikayette bulunulamaz. Uzlaşılan vergi miktarı üzerinden, bu Kanunun 112 nci maddesine göre gecikme faizi hesaplanır.

Tarhiyat öncesi uzlaşmanın temini edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar verginin tarhından ve cezanın kesilmesinden sonra uzlaşma talep edemezler.

Tarhiyat öncesi uzlaşmaya ilişkin esas ve usuller Yönetmelikte belirtilir.’’

Bu uzlaşma türü yalnızca vergi inceleme raporunun tarhiyatı halinde mümkündür. Özellik arz eden husus ise bu aşamada henüz tarhiyata başlanmamış olmasıdır. Tarhiyat öncesi uzlaşma, vergi incelemesi yapılırken gündeme gelecektir. Bununla birlikte uzlaşma konusu; vergi, resim, harç ve vergi ziyaı cezasıdır. Tarhiyat öncesi uzlaşmada bulunmak isteyen kişi bu talebini, vergi denetimini yapmaya yetkili kişiye yazılı olarak bildirmelidir. Akabinde talepte bulunan kişiye, uzlaşma gününden en az 15 gün önce uzlaşma daveti gönderilir bu davette uzlaşma yapılacak yer ve saat bilgileri yer almaktadır. Tarafların uzlaşmaya varması halinde Vergi Usul Kanunu gereğince dava açma yoluna gidilemez. Ve fakat taraflar arasında uzlaşma sağlanamazsa bu hale uzlaşmanın vaki olmaması adı verilir. Sadece ama sadece bu halde dava açma yoluna gidilmesi mümkün hale gelecektir.

Uzlaşmaya konu vergi ve cezalarının ödeme tarihi içinde tebliğ edilirse ödeme tarihine kadar; ödeme tarihi geçtikten sonra tarafa tebliğ edilmişse bu halde tebliğden itibaren 1 ay içinde ödeme yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte ödeme yapılmaması halinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri uygulanacaktır.

1.2. Tarhiyat Sonrası Uzlaşma

Tarhiyat sonrası uzlaşmasının konusu yalnızca vergi ve vergi ziyaı cezasıdır. Verginin tarhını müteakip yargı yoluna gidilmeden vergi idaresi ile mükellefin uzlaşmasını sağlamaya yöneliktir. Uzlaşma talebi, yazılı bir dilekçe ile uzlaşma komisyonuna yöneltilerek yazılacaktır. Uzlaşma talebinde bulunma süresi, uzlaşmaya konu vergi ve ziyaı cezasının mükellefe tebliğinden itibaren 30 gündür. Uzlaşmanın sağlanması halinde vergi ve ziyaı cezalarının ödeme tarihi içinde tebliğ edildiyse ödeme tarihine kadar; ödeme tarihi geçtikten sonra tarafa tebliğ edilmişse bu halde tebliğden itibaren 1 ay içinde ödeme yapılması gerekmektedir.

Uzlaşma sağlandığı halde Vergi Usul Kanunu madde 376 ve ek madde 9 gereği ‘‘ ikmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı’;

 Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi cezalarının %75’ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i,

indirilir.

Uzlaşma vaki olmazsa yani taraflar uzlaşmaya konu bedel üzerinde anlaşamazsa dava açma hakkı doğacaktır. Şöyle ki; dava açma süresinin bitimine 15 günden az kalmışsa ya da dava açma süresi geçmişse dava açma süresi uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağının tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün daha uzayacaktır. Bununla birlikte uzlaşma vaki olmazsa yukarıda bahsi geçen indirimdenen yararlanmak söz konusu olmayacaktır.

2. CEZADA İNDİRİM

Cezada indirim Vergi Usul Kanunu madde 376’da  Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarında indirme adlı başlıkta düzenlenmiştir.

Cezada indirim müessesesinden yararlanabilmek için vergi ve cezalarının yer aldığı tebligatın mükellefe tebliğinden 30 gün içinde vergi dairesine 3 ay içinde ödeneceğini bildirerek teminat göstermek suretiyle başvurulur. Bu durumda vergi ziyaı cezasının yarısı, usulsüzlük ( genel/ özel) cezalarının yarısı indirilir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki cezada indirimden yararlanabilmek için dava yoluna başvurulmamış olması gerekmektedir. Bununla birlikte Vergi Usul Kanunu ek 9 ve 376. maddeler uyarınca Uzlaşmanın vaki olması durumunda uzlaşılan cezalara ayrıca cezada indirim hakkı tanındığından  yukarıda belirtilen indirim oranları gündeme gelecektir. 

3. DAVA AÇMA

Vergi mahkemelerinde genel dava açma süresi 30 gündür. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen 7 günlük süreler de mevcuttur. Süresinin kaçırılması halinde hak düşürücü süre nedeniyle dava açılması mümkün olmayacaktır. Ezcümle, vergi inceleme raporunun tebliği halinde 30 günlük dava açma süresi mevcuttur. Bu nedenle uzman bir vergi avukatına başvurmanız hak kayıplarının önüne geçecektir. Teko Hukuk Bürosu olarak vergi hukuku alanında çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

YAZAN

AV. ÖZCAN ÖZKAN

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir