Hukuki Makaleler

Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası

Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası - teko hukuk çorlu

“Vergi ziyaı”, verginin eksik ya da yanlış beyan edilmesi sonucu devletin vergi gelirlerinde oluşan kayıpları ifade eder. Bu durum, bilinçli olarak vergi kaçırma veya yanlış bilgilendirme gibi sebeplerle meydana gelebilir.

Vergi ziyaı, vergi mükelleflerinin vergi kanunlarına aykırı hareket etmeleri sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu, vergi gelirlerinin düşmesine ve dolayısıyla kamu hizmetlerinin finansmanında sorunlara yol açabilir. Vergi ziyaı ile mücadele etmek, devletin vergi gelirlerinin korunması ve adil bir vergi sisteminin sağlanması açısından önemlidir. Vergi hukuku kapsamlı ve özel bir hukuk dalıdır, bu konuda bir problem yaşadığınızda avukatınıza danışmayı ihmal etmeyiniz.

VERGİ ZİYAI NEDİR?

Vergi ziyaını açıklamadan önce asıl değinmemiz gereken husus vergi suçu ve vergi kabahati kavramları olacaktır. Zira, bu iki kavramı birbirinden ayırt etmeden vergi ziyaını anlamak mümkün değildir.

Vergi ödeme yükümlülüğü, anayasa tarafından yüklenen bir ödevdir. Vergi ödevi, Anayasa madde 73 ‘‘Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.’’ hükmüyle yerini almıştır. Vergi ödemenin bir ödev olması nedeniyle bu görevini yerine getirmeyen kişilere birtakım yaptırımlar uygulanacaktır. Bu yaptırım türleri : hapis veya adli para cezası veya idari para cezası şeklinde olabilmektedir.

Bir eylemin kabahat mi yoksa suç mu olduğunu anlayabilmek için o eylem neticesinde uygulanacak yaptırıma bakmak gerekir.  Kabahate konu fiillerin yaptırımı idare tarafından uygulanmaktadır. Suç ve cezalar ise kanunilik ilkesi gereği ancak kanunla konulur ve ancak kanunla kaldırılır. Yani kanunda yer almayan hiçbir eylem cezalandırılamayacaktır. Bununla birlikte kabahat sayılan eylemler Kabahat Kanunu, suç sayılan eylemler ise Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir. Vergi kabahati ve vergi suçlarının birçoğu ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunun’da yerini bulmuştur.

Vergi mevzuatı açısından vergi kabahati işleyenlere idare tarafından uygulanacak yaptırımları vergi ziyaı cezası ve/ veya usulsüzlük ( genel usulsüzlük- özel usulsüzlük ) cezaları olarak ikiye ayırmaktayız. Vergi kabahati işleyen kimseye idari para cezası uygulanmaktadır. İdari para cezasının kesilebilmesi için kişinin kastının olup olmamasının bir önemi yoktur. İdari para cezası için Vergi Usul Kanunundaki kabahate ilişkin düzenlemelere aykırı davranmak ve bu davranışın bir belgeyle ( örneğin inceleme tutanağı) tespit edilmesi yeterlidir.

VERGİ ZİYAI CEZASI 

Vergi ziyaı kabahati Vergi Usul Kanunu madde 341’de ‘‘ Vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.’’ şeklinde tanımlanmıştır. Madde hükmünden anlaşıldığı üzere vergi ziyaı halleri;

  • vergi ödevinin zamanında yerine getirilmemesi veya
  • eksik yerine getirilmesi nedenleriyle verginin hiç veya eksik tahakkuk etmesidir.

05 344 VUK 213 SAYILI 341 MADDE

Vergi kaybının bulunduğu hallerde vergi ziyaı cezasından bahsetmek mümkün olacaktır. Yukarıda bahsi geçen Vergi Usul Kanunu madde 341 uyarınca vergi ziyaı kabahati vergi mükellefi tarafından veya sorumlu tarafından işlenebilecektir. Vergi kaybına yol açan bu kişilerin  kastının bulunup bulunmamasının uygulanacak ceza açısından bir önemi yoktur. 

Vergi ziyaı cezası, Vergi Usul Kanunu madde 344 gereğince ‘341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.’’

VERGİ ZİYAI CEZASI NEDEN KESİLİR?

Vergi kaybının bulunduğu hallerde vergi ziyaı cezasından bahsetmek mümkün olacaktır. Yukarıda bahsi geçen Vergi Usul Kanunu madde 341 uyarınca vergi ziyaı kabahati vergi mükellefi tarafından veya sorumlu tarafından işlenebilecektir. Vergi kaybına yol açan bu kişilerin  kastının bulunup bulunmamasının uygulanacak ceza açısından bir önemi yoktur. 

VERGİ ZİYAI CEZASI HESAPLAMA

Yukarıda zikredilen Vergi Usul Kanunu madde 344 gereğince ‘341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.’’ vergi kaybınının bir katı tutarı olarak kesilecektir. Yani 100TL’lik bir vergi zayi olmuşsa 100*1=100 şeklinde 1 katı olan 100TL vergi ziyaı cezası olacaktır. 

Bununla birlikte VUK 359 uyarınca vergi suçunun işlendiği hallerde ise ‘‘Vergi ziyaına 359 uncu maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu ceza üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat olarak uygulanır.’’ zayi olan vergi miktarının 3 katı vergi ziyaı cezası kesilecektir. Suça iştirak edenlere ise zayi miktarının bir katı ceza kesilecektir. Hesaplanması ise yine aynı şekilde örneğin 100TL vergi zayi olmuşsa 100*3= 300TL vergi ziyaı cezası ortaya çıkacaktır.

Beyannamelere ilişkin dikkat edilmesi gereken husus ise ‘‘Vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır.’’ hükmüdür. Yani bahsi geçen durumda 1 kat vergi ziyaı cezasının yarısını uygulanmaktadır.

EMLAK VERGİSİ VERGİ ZİYAI CEZASI

Verginin zayi olduğu hallerde kesilecek cezaların bir kısmı özel olarak kendi kanunlarında düzenlenmiştir. Bunlardan biri de Emlak Vergisi Kanununda düzenlenen emlak vergisidir.

Emlak Vergisi Kanunu madde 32’ye göre bildirimin zamanında yapılmaması halinde doğacak emlak vergisi idare tarafından tarh edilecektir. Emlak Vergisi Kanunu madde 37 incelendiğince ise ‘‘Bu Kanun hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu Kanuna göre alınacak vergiler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.’’ hükmünün düzenlendiği görülmektedir.

Yani bildirimi eksik yapan veya hiç yapmayan kişi hakkında Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Ve fakat bu konu uygulamada birtakım sorunları beraberinde getirmektedir. Belediyeler tarafından emlak vergisine konu bildirimlerin eksik yapılması veya hiç yapılmaması halinde 1 kat vergi ziyaı cezası kesilmektedir.  Bununla birlikte yukarıda zikredildiği üzere kanun tarafından vergiyi tarh etmeye yetkili kişi idare olarak belirtilmiştir işbu nedenle verginin idarece tarh edilmesi ve kanunda vergi ziyaı cezası kesileceğine dair açık bir metin yazısı bulunmadığı gerekçeleriyle vergi ziyaı cezası kesilemeyeceğine dair içtihatlar oluşmuştur. Bu konuda ofisimiz avukatlarından destek talep edebilirsiniz.

Danıştay 9. Dairesi 2016/ 13898E., 2019/ 6426K ve 03.12.2019 Tarihli Kararında ‘‘Yukarıda metni verilen madde hükümlerinin değerlendirilmesinden 2002 yılı ve sonraki yıllar için  vergi ziyaı kesilmesi mümkün olmadığından davacı adına 2014 yılı için kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.’’ içtihadı mevcuttur.

Danıştay 9. Dairesi 2020/ 288E., 2021/ 2821 K. ve 20.04.2021 Tarihli kararında ‘‘ Bu durumda Emlak Vergisi Kanunu’nda 09/04/2002 tarihinden itibaren beyanname verme zorunluluğu kaldırılarak emlak vergisi bildirimi verilmesi gereken hallerde mükellefin bildirim vermemesi durumunda verginin idarece tarh edileceği kuralı benimsenmiş olup, vergi ziyaı cezası kesileceğine dair bir hükme yer verilmediğinden, 2002 yılı ve sonraki yıllar için vergi ziyaı cezası kesilmesi mümkün olmamakta, davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.’’ vergi ziyaı cezasının kesilmemesi gerektiğini belirten bir karar kurulmuştur.

GELİR VERGİSİ CEZASI

MÜKELLEFİYETBirinci Derece Genel Usulsüzlük Cezasıİkinci Derece Genel Usulsüzlük Cezası
Sermaye şirketleri1.100,00₺580,00₺
Sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccar ve serbest meslek erbabı660,00₺330,00₺
İkinci sınıf tüccarlar330,00₺150,00₺
Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi oranlar150,00₺87,00₺
Kazancı basit usulde tespit edilenler87,00₺40,00₺
Gelir vergisinden muaf esnaf40,00₺23,00₺

USULSÜZLÜK CEZASI – 2 DERECE USULSÜZLÜK CEZASI NEDİR ?

Kanuni tanımıyla usulsüzlük ,vergi kanunlarının şekle ve usule mütaallik hükümlerine riayet edilmemesidir. Usulsüzlük cezaları kendi içinde genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük olarak ikiye ayrılmaktadır. 

1- GENEL USULSÜZLÜK ( VUK MD. 352) 

Usulsüzlüğe konu fiiller Vergi Usul Kanunu madde 352’de birinci ve ikinci derece şeklinde sınıflandırılarak sayılmıştır. Birinci derece usulsüzlük cezaları ikinci derece usulsüzlük cezalarına nispeten daha ağır yaptırımlardan oluşmaktadır. 

1.1. Birinci Derece Genel Usulsüzlük Halleri;

1.Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması;

Bu durum mükellefin vergi dairesine elden veya tebligat yoluyla beyanname sunduğu haller için geçerli olacaktır. Elektronik ortamda beyanname sunması gereken kişilere birinci derece genel usulsüzlük değil özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki beyannamenin hiç verilmemesi hali de süresi içinde verilmemiş  sayılacağından bu hükmün uygulanması gerekecektir.

2. Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması;  Kanun lafzında açıkça belirtildiği üzere Vergi Usul Kanun’da tutulmasının zorunlu olduğu açıkça belirtilen defterler hakkında bu hüküm uygulanacaktır. Vergi Usul Kanunu madde 172’de defter tutması zorunlu olan kişiler ‘‘Ticaret ve sanat erbabı,  Ticaret şirketleri, İktisadi kamu müesseseleri, Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, Serbest meslek erbabı, Çiftçiler, iktisadi kamu müesseseleriyle dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere tabidirler.’’hükmüyle sayılarak belirtilmiştir.

3. Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili vesikaların doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz veya karışık olması;

Bu hükümde dikkat edilmesi gereken nokta, kayıtlardaki karışıklığın basit veya anlaşılabilir düzeyde olduğunda cezaya konu olmadığıdır. Zira cezanın doğabilmesi için vergi incelemesinin yapılmasına engel çıkaracak ölçüde bir noksanlığın bulunması gerekmektedir.

4. İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi;   Gerçek kişilerde işe başlama süresi işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde; şirketlerin kuruluş aşamasında işe başlama bildirimleri ise işe başlama tarihinden itibaren 10 gün içinde vergi dairesine bildirilir.

5. Tasdiki mecburi olan defterlerden hernangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması (Kanuni sürenin sonundan başlıyarak 1 ay geçtikten sonra tasdik ettirilenler, tasdik ettirilmemiş sayılır.)

6. Çiftçiler tarafından 245 inci madde hükmüne göre muhtar ve ihtiyar heyetlerince yapılan davete müddetinde icabet edilmemesi;

7. Bu Kanunun kayıt nizamına ait hükümlerine (Madde 215 – 219 ile mükerrer madde 242) uyulmamış olması (Her incelemede inceleme tarihine kadar aynı takvim yılı için tespit edilen usulsüzlükler tek fiil sayılır);

8. Diğer ücretler  üzerinden alınan Gelir Vergisinde, tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması; 

9. Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 342 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde verilmiş olması. VUK madde 342 ‘‘Veraset ve intikal vergisine ilişkin mükellefiyetlerde tahakkuk muamelesi yapılmak için beyanname verme süresinin sonundan başlayarak 15 gün beklenir. Beyanname bu süre içinde verilirse vergi ziyaı olmamış sayılır.

Ayrıca mükellefe tebliğ edilmek şartı ile yeniden 15 günlük bir mühlet verilir. Bu hususta da yukarıdaki hüküm cari olur.’’ hükmüne göre kişinin beyanname vermek için süreyi geçirmiş olması ve bu kişi 15 gün ek süre verilmiş olması, akabinde kişinin kendisine verilen 15 günlük süre içinde yine beyanda bulunmaması nedeniyle ikinci kere ek 15 günlük sürenin verilmesi gerekecektir. İkinci verilen 15 günlük süre içinde beyanname verilmiş olsa da verilmemiş olsa da Turgut Candan Hoca ve Murat Batı Hocanın da zikrettikleri üzere birinci derece usulslüzlük cezası kesilecektir.

İkinci Derece Genel Usulsüzlük Halleri;

1. Veraset ve intikal Vergisi Beyannamelerinin süresinin sonundan başlayarak 342 nci maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen süre içinde verilmiş olması, Yukarıda, birinci derece genel usulsüzlük 9’da açıklandığı üzere beyanname verme süresinin bitiminden itibaren verilecek ilk 15 günlük süre içinde beyanname sunulursa ikinci derece genel usulsüzlük cezası kesilecektir. 

2. Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması,

3. Vergi kanunlarında yazılı bildirmelerin zamanında yapılmamış olması (işe başlamayı bildirmek hariç),

4. Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması,

5. Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması,

6. Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil ve muhteviyatı ve ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması,

7. Hesap veya muamelelerin doğruluk veya açıklığını bozmamak şartıyla bazı evrak ve vesikaların bulunmaması veya ibraz edilmemesi

Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, genel usulsüzlük cezaları sabit miktarlar olup her yıl yeniden değerleme oranına göre güncellenerek hesaplanmaktadır. 2024 yılı için bu veriler yukarıda açıklanan tablodaki gibidir.

2. ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI

 Özel usulsüzlük cezalarını sınıflandırırken kanunun öngördüğü şekilde 3 ayrı başlık altına ayıracağız. Bunlar: Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması;  Damga vergisinde damga Vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları; Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, mükerrer 242, 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar için ceza halledir.

Bununla birlikte belirtmek gerekir ki özel usulsüzlük cezalarının meblağı genel usulsüzlük cezalarına nispeten daha fazladır.

1. Fatura ve benzeri evrak verilmemesi ve alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması;  Bu hüküm gereğince fatura vermesi gereken kişinin faturayı/ belgeyi vermemesi halinde özel usulsüzlük cezası kesileceği gibi faturayı/ belgesi teslim alması gereken kişinin almaması halinde teslim almayan kişiye de özel usulsüz cezası kesilecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki elektronik ortamda beyan vermesi gereken kişilerin beyanda bulunmaması halinde kesilecek olan usulsüz cezası da bu hükme tabidir.

‘‘ Elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekenler de dâhil olmak üzere, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzlarının verilmemesi, alınmaması, düzenlenen bu belgelerde gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verilmesi, bu belgelerin elektronik belge olarak düzenlenmesi gerekirken Maliye Bakanlığınca belirlenen zorunlu haller hariç olmak üzere kâğıt olarak düzenlenmesi ya da bu Kanunun 227, 231 ve 234 üncü maddelerine göre hiç düzenlenmemiş sayılması halinde; bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 3.400 Türk lirasından aşağı olmamak üzere bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10’u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir.

Bir takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 1.700.000 Türk lirasını geçemez.’’

2. Damga Vergisinde Özel Usulsüzlük Cezası

Vergi Usul Kanunu madde 355 hükmüne göre ‘‘Damga Vergisi ödenmemiş veya noksan ödenmiş kâğıtları, vergi ve cezası tahsil edilmeden tasdik eden veya örneklerini çıkarıp veren noterler adına her kâğıt için tahsil edilmeyen Damga Vergisi üzerinden maktu vergilerde % 50, nispî vergilerde % 10 oranında özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak, bu madde kapsamında kesilecek özel usulsüzlük cezaları her bir kâğıt için  (14 TL.) Yeni Türk Lirasından  az olamaz.’’ hükmü amirdir.

3.  Bilgi vermekten çekinenler ile 107/A, mükerrer 242, 256, 257, mükerrer 257 nci madde ve Gelir Vergisi Kanununun 98/A maddesi hükmüne uymayanlar ;

 Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 11.800 TL Türk Lirası,

2. İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basıt usulde tespit edilenler hakkında 5.800 TL Türk  Lirası,

3. Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 3.000 TL Türk Lirası,

Özel usulsüzlük cezası kesilir. Kanun hükümlerinde kesilecek ceza miktarları açıkça belirtilmek üzere düzenlenmiştir.

Bununla birlikte istisnai ve özel bir hali belirtmek gerekir ki, özel usulsüzlük cezasına neden olan bir eylem aynı zamanda verginin zayi olmasına sebep veriyorsa yani vergi ziyaı cezası halini doğuruyorsa bu kişiye hem özel usulsüzlük cezası hem de vergi ziyaı cezası kesilebilecektir.

Sonuç olarak, vergi hukuku çok kapsamlı ve detaylı bir alandır. Vergi cezası ile karşı karşıya kaldığınızda mutlaka muhasebeciniz ve vergi avukatınıza danışmanız gerekmektedir. Aksi takdirde  yüksek meblağlı hak kayıplarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz.

YAZAN

AV. ŞERİFCAN BADILLI VE STJ. AV. EBRU YILDIZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir